Bir erkeğin aşermesi normal bi durum olmasa gerek ama söz konusu bu Raffaello denen şeytan icadı olunca tamamen çocuklaşabiliyorum.
İlk tanışmamız ne zamandı hatırlamıyorum ama zıvanadan çıkışım Gökçer Paşa'nın İsviçre dönüşüydü. Onun elinde kutularca çikolatayla o tatil dönüşünün Sarıyer Sinpaş'taki mütevazı (!) öğrenci evimize getirdiği bayram havası unutulmaz. İşte o gün koca bir kutu Raffaello'yu MC ile dakikalar içerisinde tüketince tam anlamıyla junkie olmuştum sanırım.
O günden sonra bulduğum her fırsatta alır oldum, sevgilim, dostlarım sağolsun bana acıdıkları için arada gerekli dozları benim için temin ederler. Ben de paketleri eve gelen çoluk çocuk sebebiyle zulalarım ve kendimle mücadeleye girerek uzun vadede tüketmeye çalışırım. Kendimin nacizane bonkör biri olduğumu düşünsem de söz konusu bu meret olunca paylaşmakta büyük tereddütler yaşıyorum malesef..
Hele askerdeyken sevgilim Ecem'in gönderdiği paketin içinde o kırmızı beyaz ambalajı gördüğümde gözlerimin dolduğunu dün gibi hatırlıyorum.. Tabi bunda onun beni böylesine düşünüp bin küsür kilometre öteye böyle bi güzellik yapmasının payı daha büyüktü.
O pakedi korumak için sarfettiğim eforu ise hala takdire şayan bulurum !
Bunu marketlerde bulmak kolay değil malesef. Bazı kuruyemişçiler sağolsun getiriyorlar ama bana yakın yerlerde böyle mübarek adamlar bulabilmiş değilim henüz. Bu sebeple Dışişleri Bakanlığı'yla yaptığım özel anlaşma sağolsun, yakın arkadaşlarım yurtdışından geldiği vakit valiz kontrollerinde benim için ayrılmış bir paket Raffaello bulunmuyorsa, o arkadaşların ülkeye girmelerine izin verilmiyor bir kaç yıldır..