Sanırım 3 yıl oldu onu Situation Room'da yalnız bırakalı. Arada bir aklıma gelmiyor değildi acaba Jack şimdi kimlere tutamayacağı sözler veriyor ya da Mr President'tan hangi limitleri ve yetkileri aşan operasyon için izin istiyor diye. Ama 6. sezonda işin içine baba kardeş muhabbeti girdiğinde pek sarmayınca ilk göz ağrımızı başka Jack'lerle aldatır olmuştuk.
Halbuki başkan adayına suikast yaparken, karısının cesedi yanında ağlarken, Nina'yla bilmem kaçıncı pazarlığına girişirken, hapishaneden adam kaçırırken, ortağının kolunu salise tereddüt etmeden baltayla koparırken, Çin konsolosluğunu basarken, otoriteye her isyan edip de kendi bildiğini okurken, literally ölümlerden dönerken hep yanındaydık onun.
Dün daha önceki beş 24 saati günahıyla sevabıyla beraber tükettiğimiz yol arkadaşlarımdan Fırat arayıp da "abi ben bugün işi gücü ekiyorum Redemption'ı izliyorum bugün" diyince içimde bir şeyler kıpırdandı önce. Ama bir iki saat sonra diğer ex-agentlar'dan MC arayıp da "ben dayanamıyorum Hacı, Buchanan'la konuştum göreve geri dönüyorum" dediğinde bunun bir tesadüf olamayacağını anladım ve 6. güne Charles Logan'ın Jack'i aradığı 4 PM'den itibaren tekrar dahil oldum. Eski ekipten bi Gökçer'cim eksik kaldı şimdi. Onu da aldık mı tozu dumana katar, Çin hükümetinden intikamı alır, Ergenekonu da çözeriz evelallah.
Interrogation Room'una kurban olduğumun CTU'sunun o oksijen yoksunu havasını özlemişim meğer. Tony Almeida'ya selamı çakıyor ve "Rahmetli Başkan Palmer"'ı saygıyla anarak yoluma devam ediyorum.
Anket: Jack Bauer dizi boyunca aşağıdaki cümleler arasından en çok hangisini kullanmıştır ?
a) I Promise You...
b) I dont have time to explain right now
c) You have to trust me Mr President
d) All of the above
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder